22 Ekim 2017 Pazar

Jungle ( Orman ) Film Öneri - Eleştirisi



Hindistan’da bir ormanda geçen bu film bir rehberin Bolivya’nın geçit vermeyen ormanlarının zorluklarını anlatıyor. Drama, macera ve gerilim içeren film izleyenleri etkisi altına alıyor. Kaliteli oyuncu kadrosuyla iddialı bir film oluyor.
Dünyaca ünlü yönetmen Greg Mclean yönettiği filmin yazarlığını ve senaryosunu Yossi Ghinsberg ve justin monjo yaptı bu eser en iyi filmler arasında kısa sürede yerini alacak.
Zengin oyuncu kadrosuna sahip olan jungle (orman)
Oyuncu kadrosunda:  Yossi Ghinsberg, Thomas Kretschmann, Alex Russell, Kevin Joel Jackson , Lily Sullivan, Yasmin Kassim ,John Blutha , Jacek Koman ,Lucho Velasco , Don Jorge, Luis Jose Lopez, Angie Milliken ,Paris Moletti, Joey Vieira gibi oyuncular ile oldukça iddialı bir yapıt.

21 Ekim 2017 Cumartesi

ORTAK EVREN KEŞMEKEŞİ



Film yapımcıları için son zamanlarda moda olmuş olan ortak evren filmler her geçen gün artmaktadır. Bu durumu çizgi romanların film versiyonuna çevrilmiş hallerinde görmeye alışkınız. Çünkü zaten hikaye böyle ilerliyor. Ancak iki alakasız filmdeki, iki ayrı karakter veya kahramanın aynı filmde yer almasının sebebi hakkında ise yapımcıların hasılat ve gişe merakından başka bir şeyi akla getirmiyor.
Örneğin King Kong ve Godzilla’yı örnek olarak gösterebiliriz. Her iki filmin gerek ilk serileri olsun gerek devam filmleri olsun yüksek miktarda hasılat yapmış filmlerdi. Yapımcılarda herhalde iki canavar bir olunca samanlık seyran olur ceplerde dolup taşar diye düşündüler ve bu iki filmdeki karakterleri 2020 yılında karşı karşıya getirme kararı aldılar. Üstelik bu iki ismi karşı karşıya getirmeden önce birer solo film çekip zemini yavaştan hazırlayacaklar. Şaka bir yana iki farklı stüdyonun yapımı olan bu filmlerdeki iki canavarın aynı filmde olması her ne kadar bizleri heyecanlandırıp meraklandırsa da bir yandan da “ne alaka abi” dedirtiyor. Bu yetmezmiş gibi birde Ghostbusters’la ve Tarzan’ın ortak bir evrende buluşturulup filminin çekileceği haberlerini de almış bulunmaktayız. Ben özellikle bu ikiliye takıldım. Acaba nasıl karşı karşıya gelecekler ve senaristler nasıl bir hikaye izleyecek?

Şaka bir yana bendeniz taşın yerinde ağır olduğu kanaatindeyim. Gişe uğruna isim yapmış güzelim karakterlerin heba edilmesi hem sinema sektörüne hem de izleyiciye karşı yapılmış bir kandırmaca gibi geliyor bana.

16 Ekim 2017 Pazartesi

2017 FİLMLERİNE GENEL BAKIŞ



2017 yılını bilim-kurgu süper kahraman ve aksiyon yılı olarak ilan etsek herhalde abartmış olmayız. İçinde bulunduğumuz yılda en çok çekilen ve en çok izlenen filmlerin başında bu üç film türü geliyor. Yani kısaca şunu söyleyebiliriz adamlar uzaya çıktı, ışınlandı, uçtu, patladı bizde ağzımız açık izledik. Böyle filmlerin başında da Galaksinin Koruyucuları 2, Logan ve Blade Runner 2049 gibi hasılatı çok yüksek olan filmler geliyor.
Yavaş yavaş geride bıraktığımız 2017 yılında romantik, psikolojik ve komedi filmlerinin yukarıda saydığımız iki film türüne göre biraz geride kaldığını söyleyebiliriz. Ancak bu geride kalmışlık çekilen filmlerin kalitesinden kaynaklanmaktadır.  Bunun sebebi insanların her geçen gün ütopik şeylere daha fazla ilgi duyup bilinmeyeni bilmek ve yapılmayanı yapmak veya yapılabildiğini görmek istemesinden kaynaklanmaktadır.
İçinde bulunduğumuz yılın aksiyon, süper kahraman ve bilim kurgu filmlerine yeter artık diyen ve izleyenler tarafından büyük beğeni toplayan filmi “It” olmuştur.  Palyaçoları oldum olası sevmem. Bu filmde minik, gariban ufaklıklarımızın başına bir palyaço musallat oluyor ki sormayın. Çocuklara etmediğini bırakmayan bu manyak palyaçolu film 2017 yılında tüm filmlerin arasından minibüste para üstü isteyen cesur insanlar gibi kendini göstermeyi başarmıştır.

2017 yılında çekilen ve en büyük beğeni toplayan filmlerin başında ise Galaksinin Koruyucuları 2 geliyor. İlk serisi çok dikkat çekmeyen ancak başarılı bir yapıt olan bu serinin ikinci filmi sinemalarda daha ilk haftasında gişe rekorları kırıp büyük beğeni toplamıştır. Böylece Marvel gelecek filmler için iyi bir referans elde etmiş olmuştur.

15 Ekim 2017 Pazar

İNCEPTİON (“YA BÖYLE ANLAŞILMAZ BİR FİLM OLSUN” DİYENLERE İTHAFEN YAZILDI)

“Abi 2 buçuk saat boyunca nefessiz izledim ama sonunda hiçbir şey anlamadım bu adam şimdi uyandı mı yoksa uyanmadı mı?” gibisinden ya da “Şimdi bunlar rüyaya yattı ya şimdi o onun rüyasına girdi o onun rüyasına, o ona, şu buna… amaaaan neyse gel 101’e gidelim” gibisinden, hem hayata döndüren hem de hayattan koparan bir film olan İnception hayatımda izlediğim en güzel film diyebilirim.  Öncelikle şunu söylemem lazım filmi izledikten sonra bende aynı tepkiyi verdim ve film sonundaki cümlem şu oldu “hassi….  yaa film dediğin işte budur”.
Filmin genel konusunu özetleyecek olursak Oscar dilencisi Leonardo Di Caprio’nun insanların rüyalarına girerek onlarını fikirlerini çalan bir hırsız rolünde yer aldığını görüyoruz. Ana karakterimiz Coob serüveninde bu sefer çalmaktan ziyade bir fikri beyne yerleştirmeye çalışacaktır.  Bu fikri yerleştirme sırasında her seferinde olduğu gibi rüyalarında önüne çıkan en büyük engel de ölen eşi Mal olacaktır. (neyse spoilerın kıyılarında gezmekten sıkıldımJ)
Leonardo Di Caprio’nun kendine hayran bırakan oyunculuğunun yanında Arthur rolünde oynayan temiz yüzlü delikanlımız Joseph Gordon-Levitt’ in filmdeki yardımcı oyunculuğu da önemli yer tutmaktadır. Bunun yanında efenim ne söyleyeyim Tom Hardy’siylen Batman’in Alfred’i Michael Caine’ylen izlenmeye değer olan bu filmi hala izlemediyseniz… :S (yok canım izlemişsinizdir.)
İlk baştan beri önünüzdeki mısır cipsini yiyemeyip kendisine odaklanmanızı isteyecek olan filmin hikayesi ve oyunculukları ya
nında filmdeki görsel efektlerde izleyici inanılmaz derecede büyüleyen unsurlar olarak filmde kullanılmıştır. Christopher Nolan’ın “ulan napsamda hem izleyicinin aklı bulansa hem de filmi bırakamasalar” diye düşünüp çektiği tarzda ki filmleri arasında birinci yeri alabileceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Özet olarak nefes kesici olmasıyla, aksiyon sahneleriyle, oyunculuklarıyla, görsel efektleriyle, senaryosu ve muhteşem yönetmeniyle sizi 2 buçuk saatliğine kendiliğine bağlayan bu film… gerçekten hayatımda izlediğim en iyi film.