15 Ekim 2017 Pazar

İNCEPTİON (“YA BÖYLE ANLAŞILMAZ BİR FİLM OLSUN” DİYENLERE İTHAFEN YAZILDI)

“Abi 2 buçuk saat boyunca nefessiz izledim ama sonunda hiçbir şey anlamadım bu adam şimdi uyandı mı yoksa uyanmadı mı?” gibisinden ya da “Şimdi bunlar rüyaya yattı ya şimdi o onun rüyasına girdi o onun rüyasına, o ona, şu buna… amaaaan neyse gel 101’e gidelim” gibisinden, hem hayata döndüren hem de hayattan koparan bir film olan İnception hayatımda izlediğim en güzel film diyebilirim.  Öncelikle şunu söylemem lazım filmi izledikten sonra bende aynı tepkiyi verdim ve film sonundaki cümlem şu oldu “hassi….  yaa film dediğin işte budur”.
Filmin genel konusunu özetleyecek olursak Oscar dilencisi Leonardo Di Caprio’nun insanların rüyalarına girerek onlarını fikirlerini çalan bir hırsız rolünde yer aldığını görüyoruz. Ana karakterimiz Coob serüveninde bu sefer çalmaktan ziyade bir fikri beyne yerleştirmeye çalışacaktır.  Bu fikri yerleştirme sırasında her seferinde olduğu gibi rüyalarında önüne çıkan en büyük engel de ölen eşi Mal olacaktır. (neyse spoilerın kıyılarında gezmekten sıkıldımJ)
Leonardo Di Caprio’nun kendine hayran bırakan oyunculuğunun yanında Arthur rolünde oynayan temiz yüzlü delikanlımız Joseph Gordon-Levitt’ in filmdeki yardımcı oyunculuğu da önemli yer tutmaktadır. Bunun yanında efenim ne söyleyeyim Tom Hardy’siylen Batman’in Alfred’i Michael Caine’ylen izlenmeye değer olan bu filmi hala izlemediyseniz… :S (yok canım izlemişsinizdir.)
İlk baştan beri önünüzdeki mısır cipsini yiyemeyip kendisine odaklanmanızı isteyecek olan filmin hikayesi ve oyunculukları ya
nında filmdeki görsel efektlerde izleyici inanılmaz derecede büyüleyen unsurlar olarak filmde kullanılmıştır. Christopher Nolan’ın “ulan napsamda hem izleyicinin aklı bulansa hem de filmi bırakamasalar” diye düşünüp çektiği tarzda ki filmleri arasında birinci yeri alabileceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Özet olarak nefes kesici olmasıyla, aksiyon sahneleriyle, oyunculuklarıyla, görsel efektleriyle, senaryosu ve muhteşem yönetmeniyle sizi 2 buçuk saatliğine kendiliğine bağlayan bu film… gerçekten hayatımda izlediğim en iyi film.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder